HCV (HEPATİT C VİRÜSÜ)

Hepatit C virüsü diğer hepatit virüsleri (Hepatit A, Hepatit B, vd.) gibi karaciğer hücrelerini hedef alan, karaciğer hücrelerinin iltihaplanmasına yol açan, yavaş seyirli ve sinsi bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre HCV infeksiyonu taşıyan kişi sayısı, tüm dünya genelinde yaklaşık 185 milyon kişidir. Her yıl bu kişilerin yaklaşık 350.000’i HCV ile ilişkili siroz ve karaciğer kanseri gibi sonuçlarla yaşamını yitirmektedir.

Bu kadar yüksek bir taşıyıcılık oranı olmasına rağmen maalesef HCV ile infekte olan kişilerin çoğu bu durumun farkında değildir. HCV ile karşılaşmadan sonra başlayan akut infeksiyon dönemi, genelde sarılık olmaksızın, sadece soğuk algınlığı semptomları gibi seyreder. Bu akut evreden sonra oluşan kronikleşme (taşıyıcılık) çocuklar ve genç kadınlarda %40-50 iken, erişkin erkeklerde %80’e kadar çıkmaktadır. Kronikleşen hastaların %25’inde 20-30 yıllık bir süreçte siroz ve karaciğer kanseri gelişebilir.

Kuzey Amerika, Japonya ve Batı Avrupa’da siroz ve karaciğer kanserinin ve karaciğer naklinin en sık sebebi HCV’dir. Türkiye’de Hepatit B virüsünden sonra ikinci sıradaki siroz ve kanser sebebidir. Türkiye’de Hepatit C taşıyıcılık oranı yüzde 1 civarı olarak belirtilmektedir. Ayrıca karaciğer nakli olan hastaların %61 nin nakil nedeni Hepatit C virüs kaynaklı karaciğer hastalıklarıdır.

BULAŞMA YOLLARI

HCV’nin yayılması hemen daima infekte kan ve kan ürünleri aracılığıyla gerçekleşmektedir.

KRONİK HCV ENFEKSİYONU AÇISINDAN İNCELENMESİ GEREKEN ÖNCELİKLİ GRUPLAR

  • IV ilaç ve madde kullanımı
  • Eşcinsel erkekler
  • çoklu partneri olanlar
  • Hemodiyaliz hastaları
  • Meslek grupları (sağlık çalışanları, berberler, seks işçileri, kuaförler, güzellik merkezleri çalışanları vb.)
  • Anti-HCV pozitif annelerin çocukları
  • Dövme, piercing yaptıranlar, toplu sünnet olanlar, güvenli olmayan şartlarda manikür pedikür yaptıranlar
  • Ortak “kişisel hijyenik eşya” kullanım öyküsü olanlar
  • Aile içi temas riski olanlar
  • Organ nakli olan hastalar
  • 1996 yılından önce kan ve kan ürünü alanlar
  • Ortak kapalı alanlarda yaşayanlar (hapishane, kreş, bakımevi, askeri koğuş vb.)
  • Bağışıklığı zayıf kişiler ve kemoterapi alan hastalar
  • Açıklanamayan karaciğer hastalığı ve açıklanamayan ALT yüksekliği olanlar.

HCV için tanı ve tarama testleri (anti-HCV testi) doksanlı yıllardan sonra kullanılmaya başlandı. Böylelikle kan ve kan ürünlerinin titizlikle taranması ve gerekli önlemlerin alınması HCV bulaşmasını çok büyük oranda azalttı. Bununla beraber risk grubunda bulunan herkesin yılda bir defa Anti-HCV testi yaptırması gerekmektedir.

TEDAVİ

HCV’nin neden olduğu infeksiyonda tedavinin amacı, HCV’yi eradike ederek gelişebilecek karaciğer yetmezliği, siroz, karaciğer kanseri gibi sonuçların ve bulaşmanın önlenmesidir. Tedavide özellikle son 6 yılda oldukça olumlu ilerlemeler sağlanmıştır. Sadece ağızdan alınan birkaç tabletle 3 ay gibi bir sürede HCV’den tamamen kurtulmak olası hale gelmiştir. Ancak bu tedaviler henüz çok pahalı olduğundan sınırlı sayıda kişi yararlanabilmiştir.

Bu son dönem ilaçların, önümüzdeki bir iki yıl içinde bütün HCV hastalarının rutin tedavisi haline gelmesi beklenmektedir. Böylece dünya tıp tarihinde belki de ilk kez, bir global sağlık sorunu olan bir kronik viral infeksiyonun tedavi ile eradikasyonu mümkün olacaktır.

HEPATİT C’DEN KORUNMA

Maalesef temas öncesi bağışıklanma için HCV’ye karşı geliştirilmiş bir aşı henüz yoktur. HCV ile geçirilen infeksiyondan sonra tam bir bağışıklık da gelişmemektedir.

Benzer biçimde HCV için temas sonrası infeksiyon oluşmasını önleyecek bir tedavi yöntemi de yoktur. Temas sonrası ilk değerlendirmede temasın şekli, temas edilen sıvının ne olduğu, temas eden kişinin viral göstergelerinin nasıl olduğu değerlendirilmelidir. Temas sonrasında bakılabilecek testler anti HCV ve HCV RNA testleridir. Bu testlerin negatif veya pozitiflik durumları ve titreleri izlenerek erken tanı konulabilir ve tedavi planlaması yapılabilir.

Bu şartlar göz önüne alındığında HCV taşıyan bireylerin bulaştırıcı olmaktan kaçınma yollarına dikkat etmesi korunmada en etkili yöntemdir. Bunlar arasında aşağıdaki maddeler sayılabilir;

  • HCV ile infekte kişilerin diş fırçaları ve tıraş donanımlarını paylaşmaktan kaçınmaları
  • Herhangi bir kanamalı yaralanmada, yaralının kendi kanının başkalarına temas etmesini önleyecek biçimde kapatması
  • Yasa dışı madde kullananların şırınga ve iğnelerini bir kez kullandıktan sonra güvenli bir atık kutusuna atmaları; şırınga, iğne, pamuk ve diğer malzemelerini yeniden kullanmaktan ve başkalarıyla paylaşmaktan kaçınmaları
  • HCV ile infekte kişilerin kan, organ, doku ya da semen bağışlamamaları
  • İnfekte bireyle uzun süredir tek eşli olarak yaşayanlara ileride düşük de olsa HCV bulaşma riskinin olduğu bildirilmeli ve bariyer önlemleriyle korunmaları

Sonuç olarak HCV infeksiyonu global bir halk sağlığı sorunu olarak ele alınmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, viral hepatitin küresel sağlık sorunu olmaktan çıkarılması ve kontrol altına alınmasını hedefleyen HCV Eliminasyon Programını hayata geçirmiştir. Bu hedeflerin gerçekleşmesi ve hızla gelişen tedavi metodları ile HCV’nin yakın zamanda büyük bir problem olmaktan çıkacağı düşünülmektedir.